Перевод: с французского на все языки

со всех языков на французский

aşırı sözler

См. также в других словарях:

  • aşırı — sf. 1) Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın Ticaret az gelişmiş toplumlarda aşırı bir gelişme gösterir. O. Rifat 2) Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, müfrit, ekstrem 3) Gereğinden fazla, çok 4) zf. Ötede …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İGRAKİYYAT — Aşırı büyültmelerle ve mübâlâğalarla söylenen sözler …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • lüks — 1. is., Fr. luxe 1) Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir. N. Cumalı 2) sf. Gösterişli, şatafatlı Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor. T. Buğra 3) sf. Gereksinim dışı olan 4) sf.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • astronomik — sf., ği, gök b., Fr. astronomique 1) Gök bilimsel 2) mec. Aşırı, çok yüksek, çok veya aşırı fazla Birleşik Sözler astronomik fiyat astronomik rakam …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bağımlı — sf. 1) Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi 2) Bir kimseye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan 3) Sigara, uyuşturucu madde vb.ne aşırı derecede düşkün Birleşik Sözler bağımlı akım… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çok — sf. 1) Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı Bana matematik çok kolay geldi. F. R. Atay 2) zf. Aşırı bir biçimde Ben annemi çok severim. Birleşik Sözler çok anlamlı çok ayaklılar çokbilmiş çok çok …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • duyarlık — is., ğı 1) Duyum ve duyguları algılayabilme yeteneği, duygunluk, hassaslık, hassasiyet Hastalıklı duyarlığıyla geçmiş bir dönemin yazarıydı o! N. Cumalı 2) Zayıf bir etkiye karşı, tepki gösterebilme yeteneği Gözün aşırı duyarlığı. 3) sin., TV Bir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açlık — is., ğı 1) Aç olma durumu Havada güzel güzel dönen bu kuşun, açlıkla, bu yılana saldıracağını hiç düşünmemiştim. M. Ş. Esendal 2) Kıtlık 3) mec. Aşırı istek içinde bulunma İki arkadaş görülmemiş bir okuma açlığı içinde durmadan okuyordu. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akım — is. 1) Akma işi 2) fiz. Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. A. İlhan Hava akımı. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • âşık — sf., kı, ğı, Ar. ˁāşiḳ 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun (kimse) 2) is. Sevişen bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad 3) is. Halk ozanı Dinleyin âşıklar benim sözümü / Felek yaktı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aşk — is., Ar. ˁaşḳ Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi. Yunus Emre Birleşik Sözler aşkmerdiveni aşk olsun ilanıaşk karşılıksız aşk yasak aşk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»